2005 senesinde o zamanki Endüstri Sistemleri Mühendisliği şimdiki Endüstri Mühendisliği bölümünün ilk öğrencilerinden biri olarak İzmir Ekonomi Üniversitesi'ndeki eğitim hayatıma başladım. Görece genç olan bir üniversitenin yeni açılan bir bölümünü tercih etmenin getirdiği endişelerim elbette mevcuttu. Fakat bölümün bölge ve ülke ihtiyaçlarına göre iyi kurgulanmış bir eğitim sistemi ve kadrosu olduğu konusunda ikna olduğumda bu endişelerim yerini farklı bir heyecana bıraktı. 4 yıllık lisans eğitimim boyunca her biri alanında önemli yerlere sahip uluslararası düzeyde saygınlık kazanmış akademisyenler tarafından yetiştirilmenin yanı sıra bölümümüzün de bizimle birlikte yetiştiğini, olgunlaştığını görmek ve bunun bir parçası olmak her zaman avantajını hissettiğim bir nokta oldu. Bunun yanında farklı bir bakış açısı kazanabilmek için çok da sıradan olmayan bir tercih ile lisans eğitimimle paralel olarak Endüstriyel Tasarım Yönetimi bölümünde yan dal eğitimini de tamamladım. 4 yıllık oldukça verimli geçirilmiş bir lisans eğitimi ardından ise 2009 yılında İsveç’te bulunan Jönköping Üniversitesi’nin Üretim Geliştirme ve Yönetimi Mühendislik Yüksek Lisans Programı'na kabul edildim. Yüksek lisans eğitimim boyunca İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde aldığım eğitimin oldukça kaliteli ve kapsamlı olduğunu bir kere daha anladım. Dünyanın farklı ülkelerinden gelmiş öğrenciler ve onların seviyeleri ile kendi eğitim seviyemi kıyasladığımda hiçbir eksiklik hissetmediğim gibi avantajlı olduğum noktaları da gözlemledim. 2011 yılında Türkiye’ye döndükten ve askerlik engelini aradan çıkardıktan sonra ise profesyonel çalışma hayatıma başladım. Üç yıl elektronik ve beyaz eşya sektörlerinde “Yalın Üretim” kapsamlı çeşitli görevlerde yer aldıktan sonra Haziran 2015 itibari ile dünyanın en önemli otomotiv tedarikçilerinden biri olan DELPHI firmasının İzmir’de bulunan Dizel Sistemleri fabrikasında “Yalın Üretim Mühendisi ve Delphi Üretim Sistemi Lideri” pozisyonunda çalışmaya başladım. DELPHI gibi büyük ve küresel bir firmada liderlik ettiğim ve görev aldığım her projede uluslararası seviyede takdir almamın arkasında ise İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde almış olduğum sağlam mühendislik eğitiminin ve bakış açısının olduğunu da belirtmem gerekiyor. Çok uzun bir süre olmasa bile bugün ile 2005 yılını kıyasladığımda İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin sunduğu imkânlarda çok büyük değişiklikler görüyorum. Gerek fiziksel kampüs, gerek uluslararası bağlantı olanakları gerek ise mezun iletişim olanakları büyük gelişim gösterdi. Bu gelişimde üniversite yönetimi ve akademik kadronun payı kadar ben ve benim gibi mezun ve öğrencilerin da payının olduğunun bilincindeyim. Mezuniyetimin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen üniversitem ile bağlantım her geçen gün artarak devam ediyor. Öğrenciliğimde eksik olduğunu hissettiğim noktalarda: Mentorluk Projesi’ne dâhil olarak, seminer ve söyleşilere katılarak, öğrenciler için staj ve proje imkânları sağlamaya çalışarak fayda sağlamaya hala gayret gösteriyorum. Sizlerin bu satırları okuması da bunun bir parçası şüphesiz. Üniversite hayatına yeni başlayacak, devam eden veya mezun olmuş diğer tüm arkadaşlarıma ise naçizane tavsiyem ise; kendinizin ve çevrinizin hayat kalitesini arttırmak için parçası olduğunuz işin veya oluşumun gelişmesinde siz de bir sorumluluk üstlenin. Hedefiniz her zaman net olmayabilir ama en azından yönünüzü tayin ettikten sonra bu yolda karşınıza çıkacak engellere karşı yargılayıcı değil sorgulayıcı olun ve çözüm üretmeye çalışın. İlerleyen hayatınızda mutluluğu ve başarıyı ancak mesleki gelişiminiz yanında toplumsal gelişime dolayısı ile kişisel gelişiminize sağlandığınız katkı ile gerçekleştirebilir, faydalı ve mutlu bir birey haline gelebilirsiniz. Hepinize başarı ve mutlulukla dolu bir hayat diliyorum.