İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ilk öğrencilerinden ve aynı zamanda ilk mezunlarındanım. Kolay bir karar değildi, risk almıştım. Fakat mezun olduktan sonra ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. Aldığım son derece kaliteli eğitim sonrası bunu çok net görebiliyorum. İstediğim şirketlerde iş bulabildim ve öğrendiklerimi yaptığım işte hayata geçirebildim. İlk öğrenciler olduğumuz için ders programları ve eğitim içeriği oldukça detaylı çalışılmış ve iyi hazırlanmıştı. Her dersi profesörlerimiz bizzat kendileri verdiler. Bu birçok üniversite ve öğrenci için alışılmışın dışında bir uygulama bakıldığında. İş hayatında bunun birçok avantajını gördüm. Üniversitede öğrendiğimiz teorik bilgileri iş hayatındaki pratik uygulamalara kolayca adapte edebildim. İş hayatının da aynı dili konuştuğunu görmek beni rahatlatmıştı. Sonuçta üniversite ve iş ortamı oldukça farklıdır. Ayrıca üniversitede dahil olduğumuz iş yönetimi simülasyon projelerinin de çok faydasını gördüm. Kısaca aldığım eğitim, insan ilişkilerimi, duygusal zekamı, analitik düşüncemi, aynı anda birden fazla iş ve projeyi başarılı bir şekilde yürütme ve büyük resmi görme becerilerimi geliştirdi. Yukarıda bahsettiğim gibi derslere profesörlerin girmesi bence en büyük ayrıcalıktı. Ayrıca biz ilk laptop dağıtılan öğrencilerdik. Üniversite yönetiminin dijitalleşme vizyonu kapsamındaki bu uygulamanın çok avantajını gördüm. Sosyal kulüpler aracılığıyla öğrencilerin desteklenmesi de bir başka ayrıcalık. Çünkü bu sayede öğrenciler iş hayatı, ilişki yönetimi konularında farkında olmadan çok fazla deneyim sahibi oluyorlar. İzmir Ekonomi Üniversitesi mezun olduğumdan bu yana yeni fakülteler açarak kendini sürekli geliştirdi, eğitim kalitesinden ödün vermedi, burslu öğrencilerin bilinçli tercihi oldu.